ASLI ÖKTENER/İZMİR- 4,3,2,1… Katları yavaş yavaş inen asansörün kapısını açtığında kim böylesine korkunç bir manzarayla karışılacağını düşünebilirdi ki… 48 yaşındaki Devrim Güler ile 18 yaşındaki kızı Doğa Etyemez’in yerde hareketsiz yattığını gören komşuları, şoke halde bağırmaya başlayınca apartman ayağa kalktı. Olay yerine gelen ekiplerin incelemesinin ardından 2’si ilk eşinden olan 3 çocuk annesi Devrim Güler ile kızının cenazesi, Salihli Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Yapılan ön otopside anne-kızın boğularak öldürüldüğü tespit edildi.
Polis peşine düştü
Polis, aynı binada oturan ve Devrim Güler ile görüştüğü söylenen alt kat komşuları 57 yaşındaki Atalay Yüksel’in evde olmadığını tespit edince peşine düştü. Olayın ardından trenle İzmir’e ardından da uçakla Ankara’ya gittiğini belirten Yüksel, burada kıskıvrak yakalandı. Salihli’ye getirilen cani komşu savcılıkta suçunu itiraf etti. Tüyler ürperten ifadesinde şunları söyledi:
“Devrim Güler ile sevgili olmak istedim. Ancak bundan kızı Doğa Etyemez haberdar oldu. Bunun üzerine evlerine çıktım. Tartışma çıktı. Doğa’yı telle boğarak öldürdüm. Bu olay 01.30 sırlarında yaşandı. Bu arada evde bekledim. Yaklaşık 2 saat sonra Devrim Güler eve geldi. Sonra onu da telle boğarak öldürdüm…”
Yüksel tutuklanırken, anne-kızın cenazeleri ise dün Karaağaç Mezarlığı’nda yan yana toprağa verildi. Yakınları, 14 Kasım’da 18 yaşına girdiği belirtilen Doğa Etyemez’in başarılı bir öğrenci olduğu ve avukat olmak istediğini söyledi. Büyüdüğünde adliye koridorlarında belki de şiddete maruz kalan kadınların haklarını arayacak olan genç kız, böylesine vahşi bir ölümle hem de annesiyle birlikte hayatına son verileceğini nereden bilebilirdi…
Yanıt bekleyen sorular
Öte yandan anne-kızın ölümünün ardında pek çok soru işareti kaldı. Katilin gece 01.30’da Doğa’nın yanında ne işi vardı? Genç kız kendisini neden eve almıştı? Yoksa cani, genç kıza cinsel saldırıda bulunmaya çalışmış, Doğa direnince de bu yüzden mi katletti? Peki, anne Devrim Güler olay anında neredeydi? Yine katilin iddiasına göre neden eve 2 saat sonra, yani sabaha karşı 03.30 sularında gelmişti?
Tüm bu sorular Adli Tıp’tan çıkacak olan ayrıntılı otopsi raporuyla aydınlanacak belki ama; peki bu vahşice işlenen kadın cinayetlerine artık kim ya da kimler “dur” diyecek? Ülkemizde bir biçimde erkek şiddetine maruz kalan kadınlarımız/kızlarımız, nasıl korunacak?
